'Dance as though no one is watching you; love as though you have never been hurt before, sing as though no one can hear you, live as though heaven is on earth.'
- Alfred Souza
Abonnieren
Kommentare zum Post (Atom)
skip to main |
skip to sidebar
About me
Merhaba;
Dünyanın en muhteşem göz alıcı şehri Istanbul'da yaşayan modaya aşık olan ama maalesef bu şehirdeki potansiyelin değerlendirilmediğini düşünen güzellikleri modernliği dünyaya birtürlü gösterilemeyen (kısacası tanıtımı adam gibi yapılamayan) Paris, New York, Milano gibi moda metropollerinin arasına girebileceği fikrinde olan ve her tanıştığı yabancıya buradaki inanılmaz hayatı anlatmaya çalışan iki arkadaşız. Bu blogu yazmamızın sebebi (eğlence dışında tabi) biryerde moda konusunda hala geri kaldığımızı düşünmemiz ve genç nesilin bunu değiştirebileceğini düşünmemiz. Bu bir genelleme değil kimse alınmasın hatta dünyanın az yerinde Istanbuldaki kadar şık, bakımlı insanlar çıkar karşınıza ancak Türkiye maalesef (gerçekci olmak gerekirse) henüz ne moda ne müzik ne sinema konusunda uluslarası düzeye ulaşabilmiş bir ülke değil. Örnek: kaç Türk manken tanınıyor yurt dışında? Tuğçe Kazaz demeyin bir kere Armani defilesine çıkandan bahsetmiyoruz büyük moda evlerinin kampanyaları için poz veren, Fashion Weeklerde runwayde yürüyen, uluslararası Vogue, Harper's Bazaar, Elle gibi dergiler için ünlü fotoğrafcıların objektiflerine poz veren topmodellerden bahsediyoruz. Kaç tane Türk oyuncu büyük Hollywood yapımlarında yer alıyor, kaç şarkıcının şarkıları dünyanın her bir yanında gece kulüplerinde çalınıyor? Kaç tasarımcı New York, Paris, Berlin FWlerin ajandasına girebiliyor? Hüseyin Çağlayan mı? O yurt dışında Kıbrıslı olarak biliniyor. Şöyle bir olay da var tabi: çok yetenekli ileri görüşlü insanlar var ama bu yeteneği görebilecek kapasitede çok az kişi var, çıksalar bile destek görmüyorlar. Halkımız uluslararası düzeyde bakılacak olursa gülünç derecede kalitesiz televizyon dizileriyle, birbirine benzeyen platin sarısı saçlarıyla abiye kıyafetleriyle sabah programı sunan ex-'manken' şarkıcılarla, Kelebek gazetesinde 'bilmemkimin bilmemne filmindeki ateşli öpüşmesi tartışma konusu oldu' gibi gereksiz yazılarla eğleniyor. Bir kişi farklı olsun hemen abartılıyor (bakınız Eda Taşpınar, herkesden farklı enteresan kıyafetler giyen ve açıkcası çok da iyi taşıyan bir insan).Bir yandan da (tekrarlayalım: yukarda yazılanlar kesinlikle genelleme gibi algılanmasın) son zamanlarda çok güzel yenilikler var. Mesela Fashionable Istanbul; sadece moda devlerini Istanbula getirip burada zaten varolan marketi daha da genişletmek açısından değil, aynı zamanda Istanbul'u dünyaya tanıtmak, insanların kafalarından önyargıları kaldırmak (yurtdışında sıkca rastlanan soru: 'Sen Istanbulda türban takmak zorunda degilmisin?' ee yoo sen kalk Reina'ya git de gör bakalım sizin burda böyle yerler varmı salak.) ve buranın güzelliğini görmelerini sağlamak. Veya Vogue Türkiye; burada moda dergisi diye geçen orta seviye dergilerin arasında gerçekten çok hoş olacak (Harper's Bazaar'a laf yok ancak o da çoğunluk olarak yabancı sayılarından kopyalanıyor Türkiyede yapılan Photoshootlarda hemen belli oluyor kalite farkından).Bir kez daha (bu çok önemli) , bunların HİÇBİRİ genelleme degil çok modern yetenekli enteresan tarz sahibi farklı insanlar var ama yinede Abercrombieli Ugg'lı tipleri görünce sinirleniyoruz içimizden HERKESE BENZEMEK ZORUNDAMISIN Bİ FARKIN OLSUN YA SANKİ KIZILAY DAGITIYOR ABERCROMBİELERİ demek geliyor ondanda bu blog'u yapmaya karar verdik uzun bir açılış oldu hepsini okuyanda yoktur heralde buraya kadar okuyan varsada teşekkür ediyoruz haydi bakalım.
Dünyanın en muhteşem göz alıcı şehri Istanbul'da yaşayan modaya aşık olan ama maalesef bu şehirdeki potansiyelin değerlendirilmediğini düşünen güzellikleri modernliği dünyaya birtürlü gösterilemeyen (kısacası tanıtımı adam gibi yapılamayan) Paris, New York, Milano gibi moda metropollerinin arasına girebileceği fikrinde olan ve her tanıştığı yabancıya buradaki inanılmaz hayatı anlatmaya çalışan iki arkadaşız. Bu blogu yazmamızın sebebi (eğlence dışında tabi) biryerde moda konusunda hala geri kaldığımızı düşünmemiz ve genç nesilin bunu değiştirebileceğini düşünmemiz. Bu bir genelleme değil kimse alınmasın hatta dünyanın az yerinde Istanbuldaki kadar şık, bakımlı insanlar çıkar karşınıza ancak Türkiye maalesef (gerçekci olmak gerekirse) henüz ne moda ne müzik ne sinema konusunda uluslarası düzeye ulaşabilmiş bir ülke değil. Örnek: kaç Türk manken tanınıyor yurt dışında? Tuğçe Kazaz demeyin bir kere Armani defilesine çıkandan bahsetmiyoruz büyük moda evlerinin kampanyaları için poz veren, Fashion Weeklerde runwayde yürüyen, uluslararası Vogue, Harper's Bazaar, Elle gibi dergiler için ünlü fotoğrafcıların objektiflerine poz veren topmodellerden bahsediyoruz. Kaç tane Türk oyuncu büyük Hollywood yapımlarında yer alıyor, kaç şarkıcının şarkıları dünyanın her bir yanında gece kulüplerinde çalınıyor? Kaç tasarımcı New York, Paris, Berlin FWlerin ajandasına girebiliyor? Hüseyin Çağlayan mı? O yurt dışında Kıbrıslı olarak biliniyor. Şöyle bir olay da var tabi: çok yetenekli ileri görüşlü insanlar var ama bu yeteneği görebilecek kapasitede çok az kişi var, çıksalar bile destek görmüyorlar. Halkımız uluslararası düzeyde bakılacak olursa gülünç derecede kalitesiz televizyon dizileriyle, birbirine benzeyen platin sarısı saçlarıyla abiye kıyafetleriyle sabah programı sunan ex-'manken' şarkıcılarla, Kelebek gazetesinde 'bilmemkimin bilmemne filmindeki ateşli öpüşmesi tartışma konusu oldu' gibi gereksiz yazılarla eğleniyor. Bir kişi farklı olsun hemen abartılıyor (bakınız Eda Taşpınar, herkesden farklı enteresan kıyafetler giyen ve açıkcası çok da iyi taşıyan bir insan).Bir yandan da (tekrarlayalım: yukarda yazılanlar kesinlikle genelleme gibi algılanmasın) son zamanlarda çok güzel yenilikler var. Mesela Fashionable Istanbul; sadece moda devlerini Istanbula getirip burada zaten varolan marketi daha da genişletmek açısından değil, aynı zamanda Istanbul'u dünyaya tanıtmak, insanların kafalarından önyargıları kaldırmak (yurtdışında sıkca rastlanan soru: 'Sen Istanbulda türban takmak zorunda degilmisin?' ee yoo sen kalk Reina'ya git de gör bakalım sizin burda böyle yerler varmı salak.) ve buranın güzelliğini görmelerini sağlamak. Veya Vogue Türkiye; burada moda dergisi diye geçen orta seviye dergilerin arasında gerçekten çok hoş olacak (Harper's Bazaar'a laf yok ancak o da çoğunluk olarak yabancı sayılarından kopyalanıyor Türkiyede yapılan Photoshootlarda hemen belli oluyor kalite farkından).Bir kez daha (bu çok önemli) , bunların HİÇBİRİ genelleme degil çok modern yetenekli enteresan tarz sahibi farklı insanlar var ama yinede Abercrombieli Ugg'lı tipleri görünce sinirleniyoruz içimizden HERKESE BENZEMEK ZORUNDAMISIN Bİ FARKIN OLSUN YA SANKİ KIZILAY DAGITIYOR ABERCROMBİELERİ demek geliyor ondanda bu blog'u yapmaya karar verdik uzun bir açılış oldu hepsini okuyanda yoktur heralde buraya kadar okuyan varsada teşekkür ediyoruz haydi bakalım.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen